Σάββατο 7 Οκτωβρίου 2017

ΟΙ ΑΚΑΤΑΒΛΗΤΟΙ ΕΛΛΗΝΕΣ ΤΟΥ ΕΛΛΗΝΙΚΟΥ ΠΟΝΤΟΥ ΜΑΣ ΔΕΙΧΝΟΥΝ ΤΟΝ ΔΡΟΜΟ.


 

Ο Γενικός Εισαγγελέας της Τραπεζούντας
ξεκίνησε έρευνα  στην  Τουρκία  για την ιστοσελίδα Devrimci   Karadeniz η οποία απαντά : 

«Ναι, είμαστε Έλληνες του Πόντου». 



Η ιστοσελίδα  Devrimcikaradeniz.com  για πολλά χρόνια αναδεικνύει τα ζητήματα του Ελληνικού  Πόντου  στην  Τουρκία  (Γενοκτονία, πολιτισμός, πρόσωπα, σημερινές διώξεις από την Τουρκία, κλπ).

 O Γενικός Εισαγγελέας της Τραπεζούντας ξεκίνησε έρευνα εναντίον της ιστοσελίδας με το σκεπτικό ότι «ενθάρρυνε τους ανθρώπους στο μίσος και την εχθρότητα», επιδιώκοντας  να  προκαλέσει  έτσι το φόβο στους αρθρογράφους, μία εκ των οποίων είναι υπό κράτηση στη Σμύρνη.
 
 
 
 

Ο  Tamer Çilingir σε κείμενό του που δημοσιεύτηκε στην ιστοσελίδα Devrimci Karadeniz, απευθύνει τα  παρακάτω  ερωτήματα  προς τον  τούρκο  εισαγγελέα: 

«Κύριε εισαγγελέα είναι έτοιμες  οι μουριές  με τις κρεμάλες για τους θανάτους μας  στην Αμάσεια;

Χρειάζεστε τώρα μερικούς Τοπάλ Οσμάν!
Μπορείτε να μας εκτελέσετε στην ακτή!

Θα αλλάξετε τη γλώσσα μας, τη θρησκεία μας;

Θα μας  ρίξετε και στους λέβητες των πλοίων κύριε Εισαγγελέα;
Θα μπορούσατε να  γεμίσετε στις εκκλησίες και να μας κάψετε, αλλά έχετε κλείσει τις εκκλησίες και τις  κάνατε τζαμιά, ίσως να μας  κάψετε στα τζαμιά.....

Λέτε ότι είμαστε ένοχοι «υποκίνησης των ανθρώπων σε μίσος και εχθρότητα».


Τι  έκαναν οι 353 χιλιάδες Έλληνες του Πόντου, που τους γενοκτονήσατε, που τους δολοφονήσατε;


Θα μπορούσατε να εξηγήσετε πως εξορίστηκαν οι άνθρωποι που ζούσαν σε αυτά τα εδάφη για χιλιάδες χρόνια;


Έχουν περάσει εκατό χρόνια και εξακολουθείτε  το ίδιο πράγμα, εξακολουθείτε να είστε εχθρικοί σε ανθρώπους που δεν σκέφτονται σαν εσάς.

Είμαστε η αλήθεια αυτών των εδαφών κύριε Εισαγγελέα.

Ναι είμαστε Έλληνες του Πόντου.


Ακόμη και αν αλλάξατε τη γλώσσα μας, τη θρησκεία μας, αυτή η πραγματικότητα δεν άλλαξε ποτέ.
Για χιλιάδες χρόνια είμαστε οι διανοούμενοι του χώρου.
Όπως μπορείτε να δείτε είμαστε ακόμα εδώ, παρά τις γενοκτονίες, την εξορία, την αφομοίωση και θα συνεχίσουμε να είμαστε οι διανοούμενοι αυτών των εδαφών.

Ακριβώς όπως αυτό που κάνατε πριν από εκατό χρόνια και επαναλαμβάνετε σήμερα, αν συνεχιστεί τότε τα δικαστήρια, οι φυλακές, τα όπλα, οι βόμβες σας δεν θα είναι κέρδος.
Δεν είμαστε αυτοί που θα ερευνήσουμε, εσύ είσαι ο Εισαγγελέας.
Θα θέσουμε όμως υπό αμφισβήτηση και θα συνεχίσουμε να αποκρυπτογραφούμε ό, τι γίνεται.

 

 

Tamer Çilingir

Trabzon Cumhuriyet Başsavcısı Devrimci Karadeniz ve yazarları hakkında ‘Halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ ettikleri iddiasıyla soruşturma başlatmış ve birilerini göz altına alarak korku salmayı hedeflemiş; beyhude.

Amasya’da dut ağacından dar ağaçları da hazır mı Savcı?
Sana şimdi bir değil, birkaç Topal Osman da lazım.
Yürütür müsün bizi kıyıdan iç bölgelere?
Adlarımızı da değiştirir misin Savcı? Ama adlarımız zaten Eleni de değil, Yorgo da değil…
Dilimizi, dinimizi de değiştirir misin?
Mağaralara atıp dumana da boğar mısın?
Gemi kazanlarına da atar mısın bizi Savcı?
Kiliselere doldurup yakar mısın bizi? Ama kiliseleri ya yıktınız ya da cami yaptınız, camilerde yakarsınız belki kim bilir?
Demişsin ki, ‘Halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ suçunu işliyorlar.
353 bin Pontoslu Rum’u soykırımdan geçirenler nasıl bir sevgiyle işlediler o cinayetleri bize bir anlatır mısın Savcı?
Binlerce yıldır o topraklarda yaşayanları mübadele ile sürgün edenler, komşularının canına malına göz dikenleri nasıl bir sevgiyle motive etmişlerdi açıklayabilir misin?



Yüz yıl oldu ve hala aynı şeyin peşindesiniz. Sizin gibi düşünmeyen insanlara düşmanlık yapmaya devam ediyorsunuz.
Biz o toprakların gerçeğiyiz Savcı.
Evet biz Pontoslu Rumlarız.
Dilimizi, dinimizi değiştirmiş olsanız da bu gerçeklik hiç değişmedi.
Binlerce yıldır o toprakların aydın yüzüyüz biz.
Gördüğünüz gibi soykırımlara, sürgünlere, asimilasyonlara rağmen hala buradayız ve bu toprakların aydın yüzü olmaya devam edeceğiz.
Tıpkı yüz yıl önce ve bugüne kadar yüz yıldır yaptıklarınıza rağmen nasıl var olmaya devam ediyorsak bundan böyle de mahkemeleriniz, hapishaneleriniz, silahlarınız, bombalarınız kar etmeyecek Savcı.

Soruşturulması gerekenler biz değiliz, sizsiniz Savcı.
Soruşturacağız ve olan biten her şeyi deşifre etmeye devam edeceğiz.


HADİ HEMEN SARIL KALEME KAĞIDA, YENİ BİR SORUŞTURMA DAHA BAŞLAT SAVCI!..

 

 

PONTOS’UN KORKUSUZ GAZETECİSİ:

NİKOS KAPETANİDİS

22/09/2017

Tamer Çilingir

Nikos Kapetanidis (Rize 1889, Amasya 1921) Pontoslu Rum gazeteci ve gazete yayıncısı Rize doğumlu Nikos Kapetanidis Pontos’un ünlü isimlerinden biriydi
Trabzon’da bir Rum okulunu okuduktan sonra yine Trabzon’daki Trabzon kolejine devam etti. 1910 ile 1911 yıllarında yayıncı arkadaşı Philos Ktenidis’in  dergisi ‘Epitheorisi’ de yazarlık yaptı. Sonra kendisinin kurduğu Epochi gazetesiyle eğitim sorunlarını, özellikle Rumca eğitim veren yerel okulları dile getiren araştırma ve yazılar yayımladı. Rumca eğitimin Patrikhane ve dini otoriteler tarafından kontrol edilmesine karşı çıktı.
Bunların yanı sıra Pontos’ta resmi devlet görevlilerinin vahşeti ve sivillere yönelik katliamlarla ilgili yazılar yayımladı. Katliamları yapanların isimlerini mevkilerini de anlatıyordu yazılarında.
 

 
TOPAL OSMAN İLE BULUŞMA
Topal Osman, kendisiyle görüşmek için gazetenin ofisine geleceğini bildirdi Nikos’a. Arkadaşları hemen şehri terk etmesini Santa’da ona güvenli bir yer ayarlayabileceklerini söylediler. Kabul etmedi.
20 Mart 1920 tarihinde Topal Osman ile buluştu. (Bu görüşme Ktenidis’in ağzından 1975 yılında ‘Pontos, Topal Osman’ın mevsimlik makamı’ başlıklı bir makale ile yayınlandı. Kaynak: PontosNews)

‘Neden gazetenizde aleyhime yazılar yazıyorsunuz? Ben Rumları severim, sessiz olanlarına hele çok önem veririm. Ama memleketimize sadık olmayanları affetmem.
Giresunlu Rumlar çok iyi şartlar altında yaşıyorlar. Türkler de onlara karşı kötü şeyler yapmıyorlar. Yalan haberler yazmayın, doğruları yazın.’ diyen Topal Osman’ın bu tehdidine karşın Nikos gerçekleri yazmaya devam etti.

5 Mart 1921’de Epochi gazetesinin son sayısı yayınlandı. 10 Mart 1921 günü evinde K. Konstantinidis tarafından yazılan bir mektup bulunduğu iddiasıyla göz altına alındı ve İstiklal Mahkemesi’ne çıkarıldı.

Mahkeme başkanının Pontos’un bağımsızlığını istemekle ilgili iddianamesini okurken itiraz etti:
‘Hayır sayın Başkan. Ben Pontos’un Yunanistan ile doğrudan birleşmesini istedim’ dedi.
Diğer 68 Pontoslu yurtseverle birlikte idamına hükmedildi.
Amasya’da idam edildi…
32 yaşında yaşamı, idam sehpasındaki ‘Yaşasın Helenlerin ülkesi’ sözleriyle son buldu.

 

 

 

 







 

 




 




 


   ΖΗΝΩΝ  ΠΑΠΑΖΑΧΟΣ
 

 

Δεν υπάρχουν σχόλια :

Δημοσίευση σχολίου

Σχόλια που δεν συνάδουν με το περιεχόμενο της ανάρτησης, όπως και σχόλια υβριστικά προς τους αρθρογράφους, προσβλητικά σχόλια προς άλλους αναγνώστες σχολιαστές και λεκτικές επιθέσεις προς το ιστολόγιο θα διαγράφονται.

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...